• https://www.facebook.com/pages/Isparta-T%C3%BCrk-Oca%C4%9F%C4%B1/1565890796990196
  • https://twitter.com/IspTurkOcagi

" TÜRK OCAKLARI - KAMU YARARINA ÇALIŞIR DERNEK"    "Türk Ocağı, Türk’ün has ocağı, varlık ve birlik ocağı,yüksek alevlerle tütsün, muhitine nurlar saçsın; yaşasın ve yaşatsın.Türk Ocağı, Türklük güneşinin ocağıdır. Asırlarca bunu söndürmek için çalıştılar. Bu ocak hepimizi aydınlattı." (1923 Kemal Atatürk )

Isparta Türk Ocağı 100.yıl Cuma Sohbeti:Son dönem Türk Dış Politikası

Türk Ocakları Isparta Şubesinin 100.yıl kutlama programı çerçevesinde organize ettiği Cuma sohbetlerinin bu haftanın konuğu SDÜ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç.Dr.Timuçin KODAMAN,konusu ise son dönem Türk dış politikası oldu. Türk Ocağı konferans salonunda 20.30'da başlayan sohbet iki saat sürdü.Kodaman özetle şunları söyledi:

Osmanlı İmparatorluğunun hukuki ve fiili olarak devamı olan ama rejim değişikliği ile devamlılığı sağlayan Türkiye Cumhuriyeti’nin, uyguladığı dış politikasını etkileyen temel unsurları şu şekilde sıralayabiliriz: Kültürel boyut, tarihsel boyut stratejik boyut, ideolojik boyut ve içyapısal boyut. Bu unsurlar, Türk dış politikasını uluslararası konjonktüre göre bazen olumlu bazen de olumsuz olarak etkiler ve girift bir hal kazandırır. Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti, güç dengesini ayrıntılı bir şekilde takip ederek ondan yararlanmayı ve işgal tehdidi yok ise başka devletlerle savaşmamayı tercih eden bir stratejiyi tercih etmişlerdir. Birbirinin devamı olan bu iki Türk devleti, bu ortak politikalarının haricinde yukarıda söylediğimiz rejim değişikliğinden dolayı farklı anlayışa da sahiplerdi. Osmanlı imparatorluğu çok milletli ve çok dinli yapısından dolayı değişime direnirken, Türkiye Cumhuriyeti ise milli devlet niteliğinden dolayı değişimden yana idi. Bu unsurlarla beraber, Türk dış politikası temel ilkeleri batıcılık ve statükoculuk üzerine kurulmuştur. Batıcılık en geç tarih olarak verebileceğimiz Tanzimat tan beri devam ederken statükoculuk ise mevcut sınırları korumak ve var olan dengeleri sürdürmek biçimde şekillenmiştir. İşte Mustafa Kemal ATATÜRK’ün söylediği ve Türk dış politikasının ana ilesi olan ”yurtta sulh cihanda sulh” statükoculuğun bir göstergesidir.

Türk dış politikasının bu ilkelerini açıkladıktan sonra son dönem dış politikasının söz edilen ilkelerle olan ilişkisine bakalım.Siyasi İktidar  burada ayrıntılarına girmeyeceğimiz belli başlı konularla yüz yüze kaldı. Irak meselesi, Avrupa Birliği, Kıbrıs gibi konular haricinde dış politikada farklı bir strateji gibi kamuoyuna sunulan “komşularla sıfır sorun” ve açılım politikaları.  Tabii ki AB politikaları ile batıcılığını net bir şekilde ortaya koydu.Yukarıda sayılan diğer meseleler de ise özellikle Kıbrıs meselesinde Annan Planına olan desteği ile kararlı bir şekilde geleneksel politikanın dışına çıkmış ama beklentileri hâlihazırda gerçekleşmemiştir. Sıfır sorun ve açılım politikaları ise malumun ilanı şeklindedir. Ermeni açılımı, Kürt açılımı iç kamuoyu açısından başarısızlık olarak görülebilir. Daha iki yıl öncesine kadar ortak kabine topladığımız Suriye ile aramızın nasıl olduğu açıktır!!!

Sonuç olarak son dönem dış politikamız farklı  düzlemlerde  etkin bir şekilde yürütülüyormuş gibi lanse edilmeye çalışılsa da tarihsel çizgiye uygun bir şekilde batıcı ve statükocu ilkelerle devam etmektedir. Bence bugün başarısız olduğumuz bir çok dış politika uygulaması hakkında esas kararı bilimsel anlamda tarih verecektir.

  
110 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Hava Durumu
Takvim
Saat