• https://www.facebook.com/pages/Isparta-T%C3%BCrk-Oca%C4%9F%C4%B1/1565890796990196
  • https://twitter.com/IspTurkOcagi

" TÜRK OCAKLARI - KAMU YARARINA ÇALIŞIR DERNEK"    "Türk Ocağı, Türk’ün has ocağı, varlık ve birlik ocağı,yüksek alevlerle tütsün, muhitine nurlar saçsın; yaşasın ve yaşatsın.Türk Ocağı, Türklük güneşinin ocağıdır. Asırlarca bunu söndürmek için çalıştılar. Bu ocak hepimizi aydınlattı." (1923 Kemal Atatürk )

Isparta Türkocağı

Türkocakları Genel Merkezinin Aralık ayında tüm şubelerin Türklük üzerine etkinlik yapması karar ve isteği doğrultusunda Türkocakları Isparta Şubesinin organize ettiği""Etnisite, Irk, Millet nedir, Türk Kimdir"Paneli 20.12.2013 cuma akşamı Öğretmenevi konferans salonunda yapıldı.Panel de SDÜ lü Öğretim üyeleri ile Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği bir katılım gerçekleşti.

Büyük Türk Milliyetisi, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi M.Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve şehitlerimiz için yapılan saygı duruşu sonrası İstiklal marşı okundu.Bir gün önce Hak'ka yürüyen Türkocağı üyesi, Eski Milletvekili SDÜ Öğretim üyesi Yard. Doç. Dr.O.Gazi Aksoy, önceki dönem Türkocağının daveti üzerine konferans vermek üzere Isparta'ya gelip geçen aylarda vefat eden Aksakal Nevzat Kösoğlu, belgeselci Servet Somuncuoğlu ile Türkocağı yönetim kurulu üyesi Mustafa Tekin eşi Sefa Tekin hanımefendinin ruhlarına atfen Kur'an-ı Kerim Tilaveti yapıldı.

Şube başkanı Op.Dr.Levent Başyiğit Panelistlere ve katılımcılara Hoş geldiniz diyerek Türkocaklarının Türk'lük anlayışının Ziya Gökalp'de olduğu gibi Türklüğü bir ırka bağlı olarak değil, bir kültür ve medeniyete mensubiyet olarak tarif ettiklerini, Hattâ Oğuz Kaan’dan itibaren Cihanşûmul bir ülkünün takipçisi olan Türkleri   bir ırktan daha fazla  değerler manzumesi olarak gördüklerini, Kaşgarlı Mahmud’da  olduğu gibi Türkçe konuşan ve Türk kültür dairesine dahil olanı daima Türk addedtiklerini"belirtti.

Geçen ay Çırağan Sarayında düzenlenen bir törende Türk Tarih Kurumu Onursal üyelik cüpbesi giyen Panel Başkanı Prof.Dr.Bayram Kodaman Türk'ün Tarihini kronolojik olarak anlattı.Panelist, Türkocağımız kurucu başkanı  Prof.Dr.Metin Özkul da Etnisite, Irk, Millet kavramlarını sosyolojik olarak tarif ettiği konuşma yaptı.Daha sonra Panelist Genetik Doçenti Osman Çataloluk bir saat süren konuşmasında şöyle dedi:

"Prof. Dr. Yasin Aktay’ın geçen haftalarda, Bayburt Üniversitesi’ndeki konuşması sırasında kullandığı “Türk ırkı yoktur” sözü ciddî tartışmalara sebep oldu. Bilâhare, yanlış anlaşıldığı şeklindeki açıklamaları da tartışmaların nihayet bulmasını sağlamadı.  Aslında, daha Ziya Gökalp’ten itibaren milliyetçilerin milleti “ırk” üzerinden tarif etmedikleri bilinen bir gerçekti.Türkler için, Türk soyundan gelmek kadar, Türklüğe hizmet etmek de Türk olmak için yeter. Bu yüzden Gökalp, “Türklüğü sadece soya indirgersek, o zaman Türklüğe hizmet etmiş olan bir çok şahsiyeti Türklük dairesinin dışına atmış oluruz” demektedir.

Genetik bilimi sayın Altay'ın iddialarını çürüttüğü gibi, bugün Dünya'da Devlet olarak varlığını sürdüren bir çok Milletin genetik verilerinin (R1a) Türklerle büyük oranda uyuştuğunu göstermekte.Türklerin Tarihinin MS 740 lı yıllardan, Orhun abidelerinden değil çok daha öncesi 10.000 yıllık geçmişinin olduğunu ve kemik kromozom incelemelerinden, genetik verilerden  bugün Dünya'da ki Türk Irkının genetik nüfusunun 300 bin değil, 800 bin olduğunu görüyoruz"dedi. Günün misafirinin konuşması yaklaşık bir saat sürdü ve büyük bir dikkatle izlendi.

Daha sonra sorular üzerine Panelistler  şu görüşleri dile getirdiler:

Tarihin ilk dönemlerinden itibaren var olan Türk’ün daima Cihanşûmul devletler kurması, geniş coğrafyalara hâkim olması, bir çok kültür ve medeniyetle tanışması ve çok değişik soylarla beraber yaşaması sebebiyle, bir çok kavimden farklı olarak “bir etnisite”yi aşarak “Millet” olduğu gerçeğini ifade eder.

Özellikle Türkiye Türk’ünden bahsederken, bin yılı aşkın zaman içinde, mensubu olduğu İslâm dininin de mayalandırdığı ve sâhibi olduğu medeniyetle özdeşleşmiş bir Milleti söz konusu ettiğimiz unutulmamalıdır. Bu yüzden Gökalp Milleti, halkımız gibi, “Dili Dilime, Dini Dinime benzeyendir” şeklinde tarif etmiştir. Yâni Türkçe konuşan ve Müslüman olan.

Burada, dikkate alınması gereken husus, Milletin Irkla tarif edilmemesi ile, içinde yaşanılan kültür ve medeniyeti meydana getiren bir soyun varlığı hususunun iyi ayırt edilmesidir. Bir Türk soyu vardır ve bunun tayin edici unsuru yine Irk değil, Dildir. Yani Türkçe konuşanlardır. Kaşgarlı Mahmud’un dediği de budur. Ama Millet içinde farklı soylar olabilir.

Prof.Dr.Yasin Altay'ın sözlerine duyulan aşırı tepkiyi'de yorumlayan panelistler bunun bir kaç nedeninin olduğunda birleştiler;

"Birinci sebep, Devlet büyüklerinin bu konudaki beyanlarıdır. Zira, Başbakan bir çok konuşmasında, Türk’ü bir etnik kimlik olarak nitelemiştir. 36 etnik kimlikten bahsetmiştir. Millet kelimesini kullanırken umumiyetle isimsiz bir milletten bahsetmiştir. En son Van Yüzüncü yıl Üniversitesi’ndeki fahri doktora payesinin tevcih töreninde, “Türk milleti olmaz, millet vardır” demiştir. Bahsedilen bu milletin de adı konmamıştır. O zaman, 36 etnisiteden her birisinin bir ırkı var, fakat Türk’ün ırkı yok...!. Hiç şüphesiz bu ve benzer ifadeler sebebiyle Aktay’ın sözü olduğundan daha büyük infiale neden olmuştur.. Halbuki, Aktay’ın da sonraki açıklamalarında ifade ettiği gibi, Türk bütün bu etnisiteleri kapsayan bir Milletin adı olarak vurgulansaydı ve Türk kelimesi kullanıldığında, diğerleri de, ayni kuvvetle vurgulanarak ifade edilmeseydi, o zaman bu kadar infial olmazdı.

Öte yandan, yakın zamanda “Türk’üm” diye başlayan ve “Ne mutlu Türk’üm diyene” diye biten “andımız”ın ve bazı yerlerde “Ne mutlu Türk’üm diyene” levhalarının kaldırılması da tepkide önemli rol oynamıştır. Gerçekten, eğer, Türk’ü bir Irka veya etnisiteye değil de, bir kültüre mensubiyet olarak telâkki ederseniz ve bir medeniyetin temsili ile özdeşleştirirseniz, o zaman Müslüman olan herkesin içinde olmakla iftihar edeceği bir medeniyeti de ifade eden “Türk’üm demek” neden rahatsızlık versin?

Bölücü fitneyi bertaraf etmek üzere, son zamanlarda Türklüğün sürekli tartışma ve ayrıştırma meselesi yapılması, âdeta bin yılı aşkın zamandır’’ İslâm’ın serhaddi’’ olmuş bir soyun reddedilmesi intibaının doğmasına sebep teşkil edecek gelişigüzel açıklamaların serdedilmesi, özellikle devletin kurucu fikrinin tahrip edilmeye çalışıldığı hükmünün doğmasına yardım etmiştir."denildi.

İki saat süren Panel sonunda  Doç.Dr.Osman Çataloluk'a günün anısına hazırlanan hediye takdim edildi.Akabinde  Çataloluk "Türk'ün Genetik Tarihi" isimli kitabını okuyucularına imzalayarak takdim etti.Geceyi Isparta'da geçiren misafir sabah Konya'ya uğurlandı.

  
79 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Hava Durumu
Takvim
Saat