• https://www.facebook.com/pages/Isparta-T%C3%BCrk-Oca%C4%9F%C4%B1/1565890796990196
  • https://twitter.com/IspTurkOcagi

" TÜRK OCAKLARI - KAMU YARARINA ÇALIŞIR DERNEK"    "Türk Ocağı, Türk’ün has ocağı, varlık ve birlik ocağı,yüksek alevlerle tütsün, muhitine nurlar saçsın; yaşasın ve yaşatsın.Türk Ocağı, Türklük güneşinin ocağıdır. Asırlarca bunu söndürmek için çalıştılar. Bu ocak hepimizi aydınlattı." (1923 Kemal Atatürk )

Isparta Türkocağı 100.Yıl Cuma Sohbeti: Necip Fazıl Kısakürek'i Anmak ve Anlamak

Türkocakları Isparta şubesinin 100. yıl cuma sohbetinin konuğu Gazi sosyal bilimler lisesi müdürü sayın Lokman Kaplan, konusu ise Fikir adamı, üstad şair Necip Fazıl Kısakürek'i anmak ve anlamak oldu. Türkocağı binasında saat 20:00 de başlayan sohbet iki saat sürdü. Sohbet konuğu Kaplan, Necip Fazıl'ın ailesi, çocukluğu, gençliği, okul yılları, çalışmaları, siyasi fikirleri, eserleri ve vasiyeti üzerine bilgi verdikten sonra madde ve ruh arasında kendi içinde yaşadığı buhranların yer aldığı bir çok şair ve düşünürü de etkileyen şiirlerinden "Sakarya ve Kaldırımlar" başta olmak üzere bir çoğunu ezbere okuyarak örnekler sundu. Daha sonra özetle şöyle dedi: "O, geçmişini, tarihini, kültürünü seven, yüceltmeye çalışan bir insandı. Annesinin isteği ve vasiyeti ile şiir yazmaya başladığını ifade eden şaire göre şairlikten amaç Allah'a ulaşmaktır. Sözde, renkte, çizgide arayacağı tek şey Allah'tır. Necip Fazıl bir fikir işçisidir. Hayatıda bir çile yumağına dönüşmüştür. Hayatı, çile ile öyle içiçe olmuşturki temel eserlerinden birisinin adı "Çile"dir(şiir kitabı). Necip Fazıl'ı tanıyanlar onun hayatı boyunca büyük bir ruh coşkunluğunun yanında kavgacı yaradılışına da şahit oldular. Böyle olmasaydı ölümüne kadar karşılaştığı güçlükler ve binbir türlü çilelere göğüs germesi mümkün olamazdı. O bütün varlığını bir neslin maya tutmasına adadı. Kim var denilince sağına, soluna, arkasına bakmadan "ben varım" diyebilen bir gençlik hayal etti. İmanı tılsımlı bir kılınç gibi kullanan  gençlikle, köprü başı olan bir gençliğin manevi babalığını yaptı. Necip Fazıl engin ve dupduru bir islami bilgi ile çevresinde küfre karşı mücadele etmiş, Allah , fazilet ve inanç terimlerini üstün bir kudret ile işlemiş  şairdir. Türk Edebiyat'ı vakfınca 1980 yılında verilen beraat ile Sultan-üş Şuara (şairlerin sultanı) ünvanını da alan büyük üstad 25 Mayıs 1983'te İstanbul Erenköy'deki evinde Yasin suresi okunurken kelime-i şahadet getirerek güzel bir ölümle ruhunu teslim etti. Mekanı cennet olsun".

  
79 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Hava Durumu
Takvim
Saat